· Nakkare
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
· Kudüm ya da nakkare, yarım küre biçiminde bir çift küçük davuldan oluşan vurmalı bir çalgı.
Din müziğinin önemli çalgılarından “kudüm”, dindışı ve mehter müziğinde “nakkare” adıyla anılır. “Tambur”, “kemençe”, “davul” gibi çalgılarla zenginleştirilmeden önce Mevlevî müziği nin dört temel çalgısından biri (diğerleri “ney”, “rebap” ve “halile”) olan “kudüm”ün, çapları yaklaşık 28-30 cm civarındaki davulları, dövme bakırdan yapılmış olup biri büyük diğeri küçük iki tasa benzer. İki çanağın büyüklüğünün birbirinden farkli olmasının sebebi, icra sırasında farkli tını elde etmek içindir. Yüksekliği ise yaklaşık 16 cm olan taslar, dibe doğru daralırlar. Büyüğünün ağzına iki, küçüğünün ağzına bir milim kalınlığında deri gerilir. Tiz ses veren davul (tek) sola, öbürü (düm) sağa konur. Daha ince bir derinin gerildiği (tek), boyut olarak da (düm)den biraz küçüktür. Devrilip sallanmalarını önlemek için, simit denen, içi pamuk doldurulmuş bir çift meşin halka üstüne oturtulan davullar, “zahme” denilen bir çift ahşap çubukla çalınır. Kudümün bakır gövdesi, metalik tınıyı gidermek amacıyla çoğunlukla dıştan meşinle kaplanır.
Zil (çalgı)
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Kahire'de, Han el-Halili çarşısında satılan bir çift zil.
Zil, Türk müziğinde ve diğer birçok Orta Doğu ülkesinin müzik kültüründe var olan bir usul vurma çalgısıdır. Yuvarlak biçimlidir ve genellikle pirinçten yapılır, ama imalatında başka alaşımlar da kullanılabilmektedir. Ortasında deriden ya da ipten yapılmış tutamaklar bulunur. Bu tutamaklarla iki zil birbirine çarpılarak çalınmaktadır. Oryantal müzik icrasında kullanılan küçük zillerin çapı 5 cm civarındadır. Ayrıca mehter müziğinde kullanılan çeşitli boylarda ziller de vardır.
Arap ülkelerinde Zil için sāgāt (صاجات) ya da zagat terimi kullanılmaktadır. Zile benzer bir başka çalgı da Tibetliler'in kullandığı tingşa adı verilen bir enstrümandır.
· Balaban (çalgı)
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
|
· Balaban, Mey veya Duduk, Güney Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin bir çoğunda kullanılan nefesli çalgılar grubuna ait bir çalgıdır. 9-10 adet ses perdeli[1] olanları Azerbaycan ve Türkistan’da kullanılmaktadır. Gürgen, ceviz, erik ve benzeri sert ağaçlardan yapılanları varsa da en makbulü kayısı ağacından yapılanıdır.
· Bir gövde (govda) ve ağız tarafına takılan ses çıkarıcı yassı kamış ağızlıktan ibaret olan Balaban, 280-300 milimetre uzunluğunda ve 20-22 milimetre çapındadır. Sesi mat ve hafiftir, sesi zayıf olduğu için daha çok kapalı mekanlarda ve oda toplantılarında çalınmaktadır. Kamış üzerindeki kıskaç sayesinde ses inceltilip kalınlaştırılabilmektedir. Özel bir yöntemle yassılaştırılan kamış, kıskaç ve gövdeden meydana gelir. Kıskacın kamış üzerinde aşağı veya yukarı doğru itilmesiyle yaklaşık bir perdelik ses değişimi yapılabilmekte ve özelliği ile çalgı gruplarına hemen uyum sağlayabilmektedir.
· Kaval
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
· Kaval. Çoban çalgısı olarak bilinen kaval, yörede daha çok erik ve şimşir ağacından (nadiren livori ve incir ağacından), altta 1 ve üstte 7 delikli olarak imal edilir (son yıllarda metal, pvc ve kargıdanda imal edilmektedir). Dilli kaval ve dilsiz kaval olarak adlandırılan iki türü vardır. Dilli kavalın ucunda ses üretimini sağlayan bir düdük bulunur. Dilsiz kaval ise içi boş bir boru olup çalan kişi nefes teknikleriyle istenen sesi cıkarır.
· Kavalın kökeni hakkında değişik görüşler varsa da insanoğlunun en eski çalgılarından olduğu bilinmektedir. Ortadoğu ve orta asyada değişik formlarına rastlanır.
· Sipsi
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
· Sipsi örneği
· Nefesli çalgılar grubundan bir Türk halk müziği çalgısı. Kabak kemane gibi, Teke yöresi gurbet havası açışlarında sık duyulur. Başta Burdur olmak üzere, Fethiye'den kuzeye doğru Denizli'ye kadarki bölge içerisinde sıkça kullanılan yöresel bir müzik aletidir.
· Sipsi 15–25 cm uzunluğunda ince bir kamıştan yapılır. Tek parça veya iki ayrı parça halinde olabilir ama iki parçalı sipsiler daha yaygın ve kullanışlıdır. Sesin çıkmasını sağlayan ağızlık kısmına cukcuk, gövde kısmına da gödlek denilmektedir. Çam dallarının filizlerinden, söğüt dallarından, içi boş ot ve çavdarlardan ve kartalın kanat kemiğinden yapılan sipsilere de rastlanılmaktadır. Üstte 5, altta 1 olmak üzere toplam 6 deliklidir. Delikler yörede yaygın olan ezgileri çalacak şekilde Hüseyni dizisine göre açılmıştır ve ses alanı sınırlı olduğundan diğer dizilerin çoğunun çalınması mümkün değildir. Ses alanı yaklaşık 1 oktavdır ve diğer nefesli çalgılarda olduğu gibi sipside de akort yapılamadığından değişik boyda sipsiler kullanılır. Daha çok bir eşlik çalgısıdır ve gurbet havaları, zeybekler, Teke havaları gibi ezgileri çalarken cura bağlama, üç telli, kabak kemane gibi çalgılarla güzel bir uyum oluşturur.
· Tulum
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
·
Doğruluk | Görüldü |
· Türk Tulumcu
· Tulum Anadolu'nun kuzeydoğusunda karadenizin güzel kentleri Rize, Artvin, Gümüşhane, Ardahan ve Erzurum illerinde kullanılan nefesli bir halk çalgısının adıdır. Trakya bölgesi, Balkan yarımadası ve İskoçya'da kullanılan gaydadan en önemli farklı pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmamasıdır.
· Keman
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
|
· Keman, Viyola ve viyolonselin de bulunduğu violin ailesinin en küçük ve en yüksek tondan çalan üyesidir. Akord sesleri pesten tize sol, re, la, mi'dir.
· Keman yayına arşe denir. Arşede yapay ya da gerçek at kılının yanı sıra ham misina olarak adlandırılan bir madde de kullanılabilir.
· Almanca Geige, Fransızca Violon, İngilizce Violin, İtalyanca Violino dur. Uzunluğu 60 cm'dir. Yayla çalınan telli bir çalgıdır. Notası, ikinci çizgi Sol açkısı ile yazılır. Orkestralarda, genel olarak (Solo, I, II) üç partisi bulunur.Solo ve eşlik görevi verilir (özellikle bir solo çalgıdır). Hiçbir çalgıda olmayan ses rengiyle, çok zengin bir anlatım gücü vardır.
· Yaylı tambur
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
· Yaylı tanbur, yayla çalınan tanbur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edildi. Daha sonra Ercüment Batanay ve Fahrettin Çimenli tarafından geliştirilerek bugünkü hâline getirildi.
· Tanburun eskiden de yayla çalındığına dair 15. yüzyılda Abdülkadir Meragi’den gelme rivayetler varsa da günümüzde bilinen yaylı tanburu ilk olarak 1900'lerin başında Cemil Bey icat etmiştir. Türk müziğinde viyolonselin yanı sıra pest ses verecek bir enstrüman arayışı içinde olan Cemil Bey mızraplı tanburun eşiğine bir kibrit çöpü koyup yükselterek kemençe yayıyla çalmayı denediğinde o zamana dek hiçbir enstrümandan duyulmamış hüzünlü ve duygulu bir ses elde etti. Cemil Bey tanburu yaylı olarak ilk defa Ferik Yanyalı Mustafa Paşa’ya dinletti. Yine bir paşa konağındaki toplantıda ilk kez yaylı tanburunu çaldı ve yeni sazın buğulu ve yumuşak sesi dinleyen herkesi büyüledi
· Karadeniz kemençesi
# | Parça adı (Rumca) | İşlev |
1 | Tepe (To Kifal) | Tutucu |
2 | Kulak (Otia) | Telleri tutup, germek |
3 | Boyun (Goula) | Avuç içiyle kavranan yer |
4 | Kravat (Spaler) | Klavye |
5 | Kapak | Rezonans |
6 | Ses delikleri (Rothounia) | Sesin akustiği |
7 | Eşek (Gaidaron) | Telelri taşımak |
8 | Palikar "yiğit" (Palikar) | Tutucu |
9 | Gövde (Soma) | Ana gövde |
10 | akustik | |
11 | Teller, Hordes | Sesin oluşması |
·
· Suluboya çalışma: Kemençe çalan iblis, MS 15. yüzyıl. Timur dönemi İran veya Orta Asya
· Kemençe yapımcısı, Çago usta'nın çalışma tezgahı
· Kemençe, Doğu Karadeniz bölgesinde yaygın olan ve rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu sanılan, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi ya da Laz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır
Bağlama
Vikipedi, özgür ansiklopedi
|
Bağlama ya da saz Türk Halk Müziğinde yaygın olarak kullanılan telli bir çalgı türüdür.
Yörelere ve boyutlarına göre değişik isimlerle tanınır. kopuz, cura, saz, çöğür, dombra, ikitelli, tanbura, tar, v.b.
Kullanılan tekniğe göre mızrap veya parmaklar ile çalınır. Parmaklarla çalma tekniğine şelpe ve dövme denir. Genellikle altta iki çelik ile bir sırma bam, ortada iki çelik ve üstte bir çelik ile bir sırma bam teli olmak üzere toplam 7 tellidir.Tezene ile çalınır.
Bağlama ailesi [değiştir]
· Cura
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
· Cura
· Cura, Yörük halk çalgılarından biridir. Akdeniz ozanları tarafından çoklukla kullanılan bu çalgının uzunluğu 55-60 cm kadardır ve bağlama ailesinin en küçük çalgısıdır. Cura genellikle altı, beş, dört ya da üç tellidir. İki telli curalar da vardır. Bu curaların alt teli "la", üst teli "re" sesine ayarlanmıştır. Curaların tekne derinlikleri ile göğüs genişlikleri 15 cm dolayındadır. Sap uzunlukları ise 40 cm kadardır. Sapın ucundaki burgu denen anahtarlarla çalgı akort edilir. Dört telli curalarda üstteki tel ahenk telidir. Öbür teller bu ahenk telinin sesine ayarlanır. Sapları kısa olduğu için curalarda az sayıda perde bulunur.
· Ut
· Vikipedi, özgür ansiklopedi
Vikipedi'nin kalite standartlarına ulaşabilmesi için, bu maddenin veya bir bölümünün temizlenmesi gerekmektedir. Görüşlerinizi lütfen tartışma sayfasında belirtiniz. |
· Ut, telli bir müzik aletidir. Sözcüğün aslı Arapça sarısabır veya ödağacı anlamındaki el-oud dan gelir. Baştaki el- sözcüğünün, bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif (belirgin tanım edatı) olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış, geriye kalan oud ('ayn, waw, dal) kelimesini de - gırtlak yapıları ayna uygun olmadığı için - "ut" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı olan batılılar, 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı seferleri sırasında tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza, fr:luth, en:lute, de:Laute, it:liuto, Alaut (İsp.), Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. Hatta saz yapıcılığı anlamında kullanılan lütiye kelimesi de yine lütten yapılmadır (aslı Fransızca luthier).
Ut çalan kişiye "udî" denir.
Santur
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İsfahan'da, Hasht Behesht Sarayı'nda Santur çalan bir kadın resmi (1969)
Santur, (farklı deyişlerle santur, santour, santoor ) (Arapçada: سنطور) (Farsçada: سنتور), İrak, İran ve Hindistan kökenli bir çalgıdır.
Yamuk şeklinde genellikle ceviz ve benzeri egzotik ağaçlardan yapılan bir kutu şeklinde olan klasik bir santur, 72 ila 160 telden oluşur. Bu teller üzerine, yine ahşaptan yapılan küçük çekiçlerle (baget) vurma yoluyla çalınmaktadır.
Bu şekil hem telli çalgı hem de vurmali çalgı niteliği taşıyan muzik aletlerine kordofon adı da verilmektedir.
Yaklaşık 3500 yıllık bir geçmişi olan santur, kimilerine göre Tevrat’ta bahsedilen “Psanterin” sözünden gelmedir[1]. İbranilerde, Mısır, Avrupa ve İran'da küçük değişimler göstererek kullanılmış.
Türkiye'de ise 19 ve 20. yüzyıl başlarında kullanılan santur, Santurî Ethem Bey (Ethem Efendi, 1855-1926) ve Ziya Santur ( 1862-1952) tarafından icra edildi.
·
| |||||||||||||||||||||||||||||||
·
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder