29 Kasım 2012 Perşembe

11. ve 12. yüzyıllarda Anadoluda ekonomik hayat

11. ve 12. yüzyıllarda Anadoluda ekonomik hayat
Konumu itibariyle önemli bir merkez olan Anadolu Selçuklular devrindede bu durumunu devam ettirmiştir.Gerek iklim şartları gerekse İKTA sistemi sayesinde tarımda büyük artış sağlanmıştır.Ayrıca AHİLERİN çalışmaları ticareti canlandırmıştır.Türkiye Selçuklu sultanları Karadeniz ve Akdeniz limanlarını fethetmiş buralara türk tüccar ve sermayesini naklederek ithalat ve ihracat kurumları oluşturmuşlardır.Latinlerle ticaret antlaşması imzalamış ve çok düşük gümrük vergisi uygulamışlardır.Ayrıca saldırıya uğrayan tüccarın zararı devletçe karşılanarak bir nevi devlet sigortası uygulanması dünya ticaret tarihi açısından önemlidir.Bu tedbir dışında tüccarlar kervansaraylarda üç gün bedava kalıyor fakir yolculara yemek ve ayakkabı dahi veriliyordu.Bütün bu uygulamalar anadoluda iktisadi gelişmeleri arttırmıştır.
Ancak Selçukluların KÖSEDAĞ savaşında MOĞOLLARA yenilmesiyle durum değişmeye başlamıştır.Tarlaların ekilememesi ve talana uğraması köylünün ekim gücünü zayıflatmıştır.Bu buhran yanında uçlarda fetihlerin yapılması kısmi bir rahatlama sağlamıştır.
Konumu ve kaynaklarıyla bazı beylikler öne çıkmıştır.Ramazanoğulları çukurovada tarımdan ve hac ticaret yollarından,Karamanoğulları geçitlerden,saruhanoğullar donanmayla ticaretten,candaroğulları madencilikten önemli gelir elde etmişlerdir.
OSMANLI EKONOMİSİ
Osmanlı iktisad anlayışının oluşmasında örfler,İslamiyet ve devletin hakim olduğu coğrafyadaki diğer kültürler etkili olmuştur.Osmanlı kurumlarının oluşmasında  özellikle Türk İslam devletlerinin büyük önemi vardır.Osmanlı tımar,lonca, ihtisab gibi kurumları alarak geliştirmiştir.
Osmanlı ekonomisinde klasik dönemde üç ana ilke etkili olmuştur.Bunlar İAŞECİLİK,FİSKALİZM ve GELENEKÇİLİKTİR.
İAŞECİLİK:Bu ilkeye göre reayanın refahı için kaliteli ve uygun fiyata yeterli mal bulunmalıdır.Bu yüzden ekonomide üretim ön plana çıkarılmıştır.Ayrıca ithalat serbestti.Ahilik kurumu dayanışmacı bir toplum oluşturmayı hedef almıştı.
GELENEKÇİLİK:Bu ilke sosyal ve iktisadi ilişkilerde mevcut dengeleri korumayı ve varolan düzeni bozacak değişmeleri engellemeyi ifade etmektedir.Üretim ve tüketimdeki dalgalanmalarla  artış veya azalmanın önüne geçilmek istenmiştir.
FİSKALİZM: İktisadi kararlarda devletin bir yandan gelirleri yükseltmesi diğer yandan harcamaları kısması olarakta özetlenebilir.Bunun uygulaması içinde tımar sistemi devreye girmiş ve topraklar miri arazi olup halka bu sistem dahilinde işlenmek üzere verilmiştir.
KLASİK DÖNEMDE EKONOMİK YAPI
Merkez maliyesi:Gelir ve gider hesaplarının tutulduğu bu teşkilatın başında sadrazama karşı sorumlu olan başdefterdar bulunurdu.Başdefterdar olan Rumeli defterdarı  mali yargının ve hazine işlerinin en üst makamıydı.Rumeli ve Anadolu dışındaki diğer eyaletlerde baş defterdara bağlı taşra defterdarlıkları kurulmuştu.Bu kurumlardaki memurlar hazineden maaş almayıp geçimlerini kayıtlar ve tescillerden aldıkları vergi ve harçlarla sağlarlardı.
Bütün devletlerde olduğu gibi Osmanlı maliyesinin en önemli gelir kaynağı reayadan alınan vergilerdi.Bu doğrultuda şerri ve örfi olmak üzere vergi çeşitlendirmesi yapılmıştı.
TIMAR SİSTEMİ
Osmanlı mali sisteminde Tımar bir kısım asker ve memurlara geçim hizmet ve masraflarına karşılık  belirli bölgelerin vergi kaynakarının tahsis edilmesidir.
Selçuklulardaki ikta sisteminin geliştirilmesiyle oluşturulan bu sistemde vergiler o zamanlar ayni olarak toplanmıştır.Toprak ‘’dirlik’’adı altında gelirine göre üç kısma ayrılırdı.
Yıllık geliri 100 bin akçeden fazla olan topraklar has
Yıllık geliri 20 bin akçe ile 100 bin akçe arası olanlar zeamet
Yıllık geliri 20 bin akçeye kadar olanlara tımar ismi verilmiştir.

ÜRETİM YAPISI
Osmanlıda tarımsalüretim tımar sistemi içinde sınai üretim ise loncalarda gerçekleştirilirdi.Osmanlı devletinde sanayi küçük işletmelerden oluşmuş olup ‘’LONCA’’adı verilen esnaf teşkilatının  elindeydi.Loncalar bir beldede üretilen malın miktarı,kalitesi ve fiyatının belirlenmesinde söz sahibiydi.
Sanayi sistemi deri işlemeciliği,ipekli ve yünlü dokumacılıkta olduğu gibi hayvancılık,pamuklu dokumacılık ve tarımla yakın ilişki halindeydi.Gemi inşa sanayisi ise devletin bizzat organize ettiği  büyük sanayie örnek olarak gösterilebilir.
Osmanlı ekonomisinde sanayi alanında 18.yy’ın ikinci yarısına kadar batının fabrika üretimine karşı başarıyla direnmiştir.19.yydan itibaren Osmanlı pazarında Avrupa mallarının rağbet görmesi Osmanlı sanayisinin çökmesine neden olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder